Half-Life 1 Sonunda Oynadım



Belki çok eski bir oyun olabilir ancak benim oynamak için daha yeni vakit bulabildiğim bu oyun oldu. Bende bıraktığı etkiyi bu yazımda sizlere anlatmak istiyorum. 


Half Life ne diye kısaca anlatmak gerekirse 1998 yılında Valve'nin ürettiği ilk oyun olan Half-Life 1 birinci sahış nişancı yani FPS tarzında bir oyundur. Black Mesa Araştırma Tesisinde bir deneyin sorun çıkarması yüzünden dünya dışı varlıkların yani Xen Evreni'den yanlışlıkla dünyaya gelmesinin ardından ortalık yaratıklarla dolmuş ve bu yaratıklardan kurtulmaya çalışırken bir yandan da ordu tarafından olayın üstü kapatılmaya çalışıldığı için daha zorlu bir deneyim ile sorunu çözmeye çalıştığımız bir oyun kendileri. Bunları zaten yıllardır duymayan kalmadığını düşünerek ben kendi deneyimlerimi anlatmak istiyorum.

İlk olarak eski oyunlarda sıklıkla görmediğim ve en çok zorlayıcı kısımlardan birisi oyunda harita sisteminin olmaması oluyor. Bir yere gittiğim zaman nerede olduğumu bilememek veya geri dönüş yolunda kendimi kaybetmek çok sık yaşadığım durumlardan bir tanesi. Daha ne kadar gideceğim yönü bilememek ve oyun alanını gezerek keşfetmek biraz da gerçek hayatı anımsatıyor bana. Genelde gezerek etrafa bakarak nasıl geziyorsak eski oyunlarda da bu şekilde gezerek ve etrafa dikkat ederek ilerlemek detayları görmek açısından daha iyi olabiliyor. Bunun yanında ekranın bir köşesinde de harita olayında bütün ekran bize kalıyor. Aslında günümüzde önemli olmasa da eski sistemlerin küçük ekranlarını düşünecek olursak bütün ekranın bize kalması daha iyi bir oyun deneyimi sağlamamıza yardımcı olabilir. 

Sonradan oluşturulmuş haritayı görmek isterseniz buradan bakabilirsiniz. 

Harita bu oyun için belki de uygulanması imkansız bir durum olabilir. Neden diye soracak olursanız oyun içerisinde o kadar çok farklı mekanlar var ki (tabi bu o dönemin şartlarında değerlendiriyorum) bunları aynı harita içinde oluşturmak büyük ihtimal imkansız olacaktı. Birbirinden bağımsız mekanlar yerine genel olarak alıştığımız şekilde tek bir büyük harita üzerinde oynanması da zor olacak çünkü oyuncuların ulaşabileceği harita yok. Oyunun kısmi açık dünyasında kaybolmadan ilerlemek için en mantıklı seçim sanırım böyle olmasıydı. 

Oyunda ara sahnelerin hiç olmaması da bana tuhaf gelen detaylar arasında yer alıyor. Eski oyunlar olsun yeni oyunlar olsun hemen hemen hepsinde uzun uzun ara sahneler görmeye alıştım için bu oyunda tuhaf hissetmiştim. Yaşanan bütün olaylar normal zaman içerisinde yaşanıyor ve bu da biraz gerçekçilik bakımından olumlu yönde etki ettiğini söyleyebilirim. Oyunda yönettiğimiz karakter olan DR. Gordon Freeman başka karakterlerin yanına gittiği zaman ara sahne yerine anlık olarak diyaloglar oluşuyor ve kontrol her zaman bizde oluyor. 

Uzun zamandır böylesine bir oyun oynamamıştım. Bu oyunu küçükken açmaya çalıştığım zaman ilk işe geç kalma anı çok uzun sürdüğü için bunu bir tanıtım videosu sanıp geçmiştim. Meğer biraz daha bekleseydim gençliğimin en iyi oyunlarından biri olacak bu oyunu oynama şansım olacakmış. 

Yorumlar